Op. Dr. Niyazi Emre Turgut

IVF (In-Vitro Fertilization) Ne Demektir?
IVF, kadın yumurtaları ile erkek sperm hücrelerinin tüp bebek laboratuvarında aynı ortamda buluşturulup doğal döllenme sürecinin sağlandığı tedavi yöntemidir. Yumurta sperm ile döllendikten sonra embriyo haline gelir ve bu embriyo rahim içine yerleştirilerek hamilelik oluşması beklenir. Günümüzde IVF, tüm tüp bebek uygulamalarının ortak adı olarak bilinir. Aslında IVF, özel bir anlama sahiptir ve tüp bebek uygulamarının ilk başladığı gün kullanılan yöntemdir. Bu yöntem ile ilk sağlıklı, canlı doğum 1978 yılında gerçekleşmiştir. Halen geçerliliği olan ve hekimler tarafından kullanılan bir yöntemdir. Genellikle yumurta sayısının fazla olduğu ve spermde sayı, hareket ve şekil bozukluğunun olmadığı çiftlerde kullanılır.
IVF, ICSI Ve IMSI Ne Demektir?

IVF (In vitro fertilization): Kadın yumurtaları ve erkek spermleri laboratuvar koşullarında aynı ortama konulur. Döllenme, doğal gebelikte olduğu gibi kendiliğinden gerçekleşir.

ICSI (Intra-cytoplasmic Sperm Injection): Sperm hücreleri yaklaşık 200 büyütme sağlayan mikroskop altında seçilir ve yumurtaların içine özel pipetler ile enjekte edilirler. En sık kullanılan dölleme tekniğidir.

IMSI (Intra-cytoplasmic Morphologically Selected Sperm Injection): Sperm hücreleri yaklaşık 6000 kez büyütmeye olanak sağlayan özel bir mikroskop altında seçilir ve yumurtaların içine enjekte edilirler. Bu tekniğin esas amacı şekil olarak en iyi spermi seçmektir. Özellikle spermin baş kısmı detaylı olarak incelenir. Bu bölgede sperme ait DNA yani genetik materyal bulunmaktadır.

Mikroçip Yöntemi İle Sperm Seçimin Faydaları Nelerdir?

Klasik olarak sperm seçimi yapılırken spermin baş, boyun ve kuyruk bölgelerine mikroskop altında bakılır ve en iyi şekile sahip olan spermler seçilerek yumurta içine enjekte edilir. Spermin baş bölgesi önemlidir. Burada sperme ait genetik yapı yani DNA bulunur. Sperm DNA’sında kötü beslenme, sigara, alkol, varikosel, obezite, sporsuz bir yaşam gibi nedenlerden dolayı fragmantasyon dediğimiz parçalanmalar olabilir. Bu durum da embriyo gelişimini ve dolayısıyla tüp bebek (IVF) başarısını olumsuz etkiler. Son yıllarda geliştirilen mikroçip yöntemleri ile tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan ve sperm kalitesinde bozukluk olan hastalarımızda daha iyi sperm yani daha az DNA fragmantasyonu olan spermleri seçerek daha başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz.

Hamile Kalabilmek İçin Tek Tedavi Yöntemi IVF Midir?

Çiftimizle yaptığımız ilk görüşmemizde onlar hakkında detaylı bilgi edinmeye çalışıyoruz. Çiftlerin doğurganlık potansiyellerini anlamak için bazı testler istiyoruz. Kadın yaşı, adet düzeni, kaç yıldır çocuk sahibi olmak istedikleri, daha önceki tedavileri, rahim filmi ya da eğer yapılmış ise Laparoskopi operasyonu notları ve sperm analizi en belirleyici bilgilerdir. Tüm bu araştırmalar sonucunda, çiftin de isteklerini dikkate alarak, onlar için en uygun tedavi seçeneğini belirliyoruz. Eğer kadının yumurta rezervi normal ise, tüplerin rahim filmi veya laparoskopi ile açık olduğu biliniyorsa, çift bebek sahibi olmak için 2 yıldan daha az süredir deneme yapıyorsa ve sperm analizi normal ise öncelikle basit tedavi yöntemlerini tercih ediyoruz. Bu tedavi yöntemleri, yumurta takibi ve ilişki planlaması ya da aşılama (IUI- Intrauterine Insemination) tedavileridir.

İlk Değerlendirme İçin Hangi Testleri Yaptırmamız Gerekir?
  • “Tam kan sayımı” anemi yani kansızlık olup olmadığını anlamak için,
  • “TSH, serbest T4, Anti-TPO (Troid Peroksidaz) ve Anti-TG (Tiroglobulin)” testleri troid bezi ile ilgili problem olup olmadığını anlamak için,
  • “Açlık kan şekeri ve açlık insülin” testleri insülin direnci olup olmadığını anlamak için,
  • “Vitamin D3 ve Vitamin B12” testleri vitamin seviyelerini ölçmek için,
  • AMH (Anti- Mullerian Hormon) yumurtalık rezervini ölçmek için gerekmektedir.
Ayrıca istenilen testler;
  • “HBsAG, anti HCV ve anti HIV” testleri seroloji testleri olarak adlandırılır. Bebeğe etki etme potansiyeline sahip bulaşıcı hastalık testleridir. Hem kadın hem de erkeğin yaptırması gerekmektedir.
  • “Sperm analizi” sperm sayı, hareket ve şekil bozukluğu tespiti için önemli testlerden biridir.
  • “HSG (Histerosalpingografi)” aynı zamanda rahim filmi olarak da bilinir. Rahim şekli ve tüplerin açık olup olmadığı hakkında önemli bilgiler vermektedir.
AMH (Anti- Mullerian Hormone) Testi Nedir, Ne İçin Yapılır Ve Yumurta Kalitesi Üzerinde Etkisi Var Mıdır?

AMH testi kandan yapılan bir testtir. Esas amacı yumurtalık rezervini ölçmektir. Adetin herhangi bir döneminde aç veya tok karına yapılabilir. Doğum kontrol hapı kullanan bir kadında bu test düşük seviyede çıkabilir. Bu testin normal sınırları ng/ml cinsinden 1-3 arasıdır. 1’ in altında yumurtalık rezervinin yani yumurta sayısının azaldığını gösterir. 3’ün üstündeki değerler ise yumurtalık rezervinin yüksek olduğunun göstergesidir. AMH testi yumurta kalitesini yansıtmaz.

Yurtdışından Tüp Bebek (IVF) Tedavisi İçin Gelmek İsteyen Hastlarınızın Yönetimini Nasıl Sağlıyorsunuz?

IVF sürecini yönetmek için en doğru yaklaşım tedavi öncesinde çiftin tüm analizlerini değerlendirmek ve onları muayene etmektir. Bu amaçla, çift ile yüzyüze görüşmek ve birlikte bir tedavi planı ortaya koymak önemlidir. Fakat yurtdışında yaşayan çiftlerimizin çoğu iş, otel ve uçak biletleri için ekstra harcama gereksinimi gibi nedenlerle ilk değerlendirme için İstanbul’a gelmeyi tercih etmemektedir. Bu nedenlerden dolayı çiftlerimiz ilk teması Instagram, Whatsapp, Facebook veya e-mail gibi sosyal platformlardan yapmak istemektedirler. Öncelikle, infertilite nedenleri ve genel sağlık durumları hakkında bilgi edinmek için bir soru formu yönlendirmekteyiz. Bu bilgileri edindikten sonra kendileri ile online görüşme organize edip daha detaylı bilgiler edinmeye çalışıyoruz ve tedavi planını belirliyoruz. Ayrıca, eksik olan testler varsa tamamlamalarını talep edip varsa sorularını yanıtlıyoruz. Böylelikle çiftimiz tedaviye başlamak için direkt İstanbul’a geliyorlar.

Tüp bebek (IVF) Başarısını Belirleyen Faktörler Nelerdir?

Tüp bebek (IVF) başarısını belirleyen en önemli faktör kadın yaşıdır. 35 yaşından sonra yumurta kalitesi azalmaya başlar. Maalesef 38 yaşından sonra hız kazanarak devam eder. 43 yaş ile birlikte bu azalma %80-90’ lara kadar ulaşabilmektedir. Sadece yumurta kalitesi değil yumurta sayısı da yaşın ilerlemesi ile birlikte biolojik olarak azalma eğilimindedir.

Embriyo hem yumurtanın hem de spermin genetiğini taşır. Bu nedenle sperm kalitesi de önemli faktörlerden birisidir. Spermin baş kısmında bulunan DNA materyali embriyo gelişiminin üçüncü gününden itibaren etkisini göstermeye başlar. Embriyoları 5 veya 6 gün takip edip blastokist aşamasına ulaşıp ulaşmadıklarını görmek hem spermin hem de yumurta kalitesinin embriyo gelişimine nasıl etki ettiğini görmek açısından önemlidir.

Eğer çiftin iyi kalitede embriyoların transferine rağmen 3 veya daha fazla tüp bebek (IVF) başarısızlığı varsa sonraki denemelerde tedavi başarısı azalarak devam etmektedir.

Rahimin iç zarına endometriyum denmektedir. Bu zar bebeğin yerleşmesi ve büyümesi için hayati öneme sahiptir. Eğer bu zar 7 mm’den ince ise, içinde polip, miyom, yapışıklıklar var ise embriyo sıkı bir şekide tutunamayabilir.

Fallop tüpleri sağda ve solda iki tanedir. Doğal gebelik sürecinde yumurtanın sperm ile buluştuğu ve embriyonun rahim içine düşmeden önce büyüyüp geliştiği organdır. Bu tüplerin içinde sıvı birikmesine “hidrosalpenks” denilir. Bu sıvı rahim içine akarak embriyonun rahim içine tutunmasına ya da tutunan embriyonun gelişmesine engel olur.

Tüm bu tıbbi durumların dışında sağlıklı bir yaşam sürdürmek, kilo kontrolü, yenilen içilen gıdalara dikkat etmek, sigara ve alkolden uzak durmak da çok önemlidir.

Sizi Tercih Etmemiz İçin Nedenlerinizden Bahsedebilir Misiniz?

Genel anlamda tüp bebek (IVF) tedavisi iki kısımdan oluşur. Birinci kısımda klinik değerlendirme, çift için en uygun tedavi planını belirleme ve yumurtalıkların uyarılması sürecini yönetmeyer almaktadır. Bu kısımda iyi donanımlı, tecrübeli, alanında son gelişmeleri takip eden ve hastası ile iyi iletişim kurabilen bir doktor gerekmektedir. İkinci kısımda ise yeterli teknolojik donanıma sahip bir embriyoloji laboratuvarı ve tecrübeli embriyologlar önemlidir. Uzun yıllardır neredeyse sadece tüp bebek (IVF) tedavilerini yürütmekte ve son teknolojik gelişmeleri de yakından takip etmekteyiz. Binlerce ailenin mutluluğun tanık olmaktan onur duyuyoruz. Bir ay içerisinde en az 200 tane işlemin yapıldığı laboratuvarlar ile çalışmaktayız. Tedavinizi başından sonuna kadar bizzat yönetmekteyim. Ayrıca, tedavi öncesinde, tedavi esnasında ve sonrasında istediğiniz zaman iletişim kurmaktayız, sorularınıza yanıt vermekteyiz.

Tüp Bebek (IVF) Tedavisi Ne Kadar Zaman Almaktadır?

Tedavinin süresi seçilen stratejiye bağlıdır. Kabaca iki tane tedavi stratejisi var diyebiliriz. Birincisi, taze embriyo transferi ile sonuçlanan tedavi şeklidir. Adetin ikinci veya üçüncü günü başlayan tedavi ile yumurtalar büyütülür, toplanır ve spermle birleştirilir. Embriyo gelişimi, çiftin ve doktorun tercihine göre 3 veya 5 gün takip edildikten sonra rahime transfer işlemi yapılır. Aynı ay içerisinde tedavi başlar ve sonlandırılır. İkincisi, dondurulmuş embriyo transfer stratejisidir. Yumurtalar toplandıktan sonra embriyolar oluşturulur ve iyi kalitede embriyolar daha sonra kullanılmak üzere dondurulur. O ay rahime transfer işlemi yapılmaz. Yumurtaların uyarılması genellikle 9-10 gün sürer. Tedavinin son günü yumurtaların olgunlaşması için iğneler yapılır ve bu iğnelerden iki gün sonra yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir. Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz

Tedavi stratejisi  Uyarılma fazı  Yumurta toplama  Embriyo transferi Toplam süre 
T embriyo transferi  9-10 gün 11-12 gün 3-5 gün 16-17 gün
Dondurulmuş 9-10 gün  11-12 gün Yok 12-13 gün
Hangi Tedavi Protokolünü Tercih Ediyorsunuz?

Tüp bebek (IVF) tedavi protokolleri çok çeşitlidir. Bunlardan en sık kullanılan iki tanesi antagonist yani kısa ve uzun protokollerdir. Her iki protokolde de yumurtalıkların uyarılması adet kanamasının ikinci veya üçüncü günü başlanır. Uzun protokolde, yumurtalıkların uyarılacağı adet döneminden bir önceki dönemin 21. günü GnRh analoğu denilen baskılayıcı iğnelere başlanır. Antagonist yani kısa protokol daha hasta dostu bir tedavi şeklidir. İğnelere direkt olarak adet döneminde başlanır. Hastanın durumuna göre en iyi tedavi protokolüne birlikte karar verilir.  

Hastanız İçin Tercih Ettiğiniz Tedavi Dozlarını Nasıl Belirliyorsunuz?

Tüp bebek (IVF) tedavisi kişiye özeldir. Tedavi planı hastanın karakteristik özelliklerine bağlıdır. Vücut Kitle Indeksi (BMI) en önemli belirleyicilerden bir tanesidir. Fazla kilo yüksek ilaç dozu anlamına gelmektedir. Diğer bir yandan, tedavi öncesi doğum kontrol hapı ile yumurtalıkları baskıladığımız durumlarda, uzun tedavi protokolleri tercih ettiğimiz vakalarda da uygun yumurta büyümesini sağlamak ve daha çok olgun yumurta elde edebilmek için ilaç dozunu yükseltiyoruz. Özel bir durum olan polikistik over sendromundan da bahsetmek gerekmektedir. Bu hastaların yumurtalıklarında çok fazla yumurta vardır. Yüksek doz ilaç kullanımı hiperstimulasyon yani aşırı uyraılmaya sebep olabilir. Bu nedenle daha az dozlar ile tedaviyi yürütmeyi tercih ediyoruz.  

Yumurtalıkarın Uyarılması Sürecini Nasıl Takip Ediyorsunuz?

Yumurtalıkları hormon iğneleri ile uyarmaya başladıktan sonra sık aralıklarla ultrason ve kan analizleri yaparak yumurta büyümesi safhasını kontrol altında tutuyoruz. Yapılan bu takipler doktorun hasta için en uygun dozu belirlemesine ve yumurta toplama işlemini doğru zamanda planlamasına yardım ediyor. Yumurtalıkların ilk uyarılmaya başlandığı günde yumurtalar ortalama 5-7 mm arasındadır. Hormon iğnelerinin etkisi ile 19-20 mm’lere kadar büyürler. 10-11 gün civarında süren uyarılma döneminde 3 veya 4 kez ultrason, 1 veya 2 kez kan muayenesi yeterli olmaktadır. Tüp bebek (IVF) tedavisi ağrılı mıdır?  

Tüp Bebek (IVF) Tedavisi Ağrılı Mıdır?

Başlıca iki uygulama ağrıya sebep olabilir. Birincisi, yumurta uyarılma fazında günlük olarak karın bölgesinden yapılan iğnelerdir. Birçok hasta önemli bir rahatsızlık hissetmez. Iğnelerin sebep olduğu ağrılar hafif, kısa süreli ve geçicidir. Nadir de olsa enjeksiyon bölgesinde şişme, kızarma olabilir. Bazı hastalarda karında gerginlik ve şişkinlik olabilir. İkincisi, yumurta toplama işlemidir. Bu işlem hissedilir şekilde ağrılıdır. Bu nedenle işlemi anestezi altında yapmaktayız. İşlem sonrasında hafif vajinal damlama şeklinde kanama ve kramp benzeri ağrılar olabilir.  

Tüp Bebek (IVF) Tedavisinde Neden Çok Sayıda Yumurta Toplamaya Çalışıyorsunuz?

İnsan üreme süreci doğası gereği verimsizdir. Bazı yumurtalar olgunlaşmamıştır. Bazı olgun yumurtalar normal şekilde döllenmez. Embriyoların bir kısmı, muhtemelen embriyodaki bazı doğal anormallikler nedeniyle gelişmeyi durdurur. Dış görüntüleri kaliteli olan embriyoların bir kısmı genetik anormallikler taşıyabilir. Bu nedenle, canlı doğum için gerekli yumurta sayısı kısmen kadının yaşına bağlı olsa da, tüm kadınlarda yumurtaların çoğunun canlı doğuma yol açmayacağı gerçeği sabittir. Tüp bebek (IVF) ile elde edilen ekstra embriyolar bize iki tane önemli avantaj sağlar. Birincisi, elde edilen embriyolar arasında en iyilerini seçmek ve bunlara öncelik tanımak mümkün olur. İkincisi, transfer sonrası elde kalan embriyolar ileride kullanılmak üzere dondurulabilir. Bu, bir yumurta toplama başına birçok kereler embriyo transferine olanak sağlar. Birçok kadın sadece bir yumurta toplama işlemi sonrası elde edilen embriyoların tekrarlayan transferleri ile birden fazla çocuğa sahip olmaktadır.  

Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Ağrılı Mıdır? Anestezi Kullanıyor Musunuz?
Evet, yumurta toplama işlemi ağrılıdır ve bu nedenle anestezi kullanıyoruz. Ameliyatlar sırasında kullandığımız anestezi gibi değildir. Biz buna sedasyon diyoruz. Uyuyacak ve hiçbir şey hissetmeyecek veya hatırlamayacaksınız. İşlem yaklaşık 10 dakika sürer. Yaklaşık 1 saat hastanede kaldıktan sonra taburcu olabilirsiniz.
Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Yumurtalıklarıma Zarar Verir Mı?
Hayır. Yumurta toplama işlemi ince bir iğne ile yapılır. Bunu kolunuzdan kan almak gibi düşünebilirsiniz.
Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Yumurtalık Rezervimi Azaltır Mı?
Yumurtalıklar her ay belirli sayıda yumurta üretir. Sadece o ay üretilen yumurtaları topluyoruz. Ayrıca yumurtaları uyardığımız ilaçlar ve doğum kontrol hapları kullanımı, bir kadının menopoza girme yaşını etkilemez.
İki Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Arasında Ne Kadar Zaman Olmalıdır?
İki yumurta toplama arasında en az iki adet dönemi beklenmelidir. Bu sayede yumurtalıklardaki enjeksiyon bölgeleri iyileşir ve aynı zamanda hormonlar dengelenir.
Fresh (Taze) Veya FET (Dondurulmuş Embriyo Transferi) Kararını Verirken Nelere Dikkat Ediyorsunuz?
Yumurtalıkarın uyarılması sonrası her iki yumurtalıkta toplam 15'ten az yumurta gelişirse, son muayenede kan östradiol düzeyi 2500 pg/ml'nin altında ve progesteron düzeyi 1.5 ng/ml'nin altındaysa, rahimde polip, miyom, yapışıklık vb. patolojik durumlar yoksa taze embriyo transferi yapmayı tercih edebiliriz. Tedavi planımızda embriyoların genetiğini incelemek için Pre-implantasyon Genetik Tanı yapmak var ise mutlaka dondurulmuş embriyo transferi yapmayı tercih ediyoruz. Çünkü, embriyoları laboratuvarda 5 veya 6 gün boyunca takip edip blastokist aşamasına gelmelerini bekliyoruz ve o gün embriyolardan biyopsi ile örnek alma işlemini uygulayıp embriyoları donduruyoruz. Genetik testin sonucu 10-15 gün içerisinde geliyor.
Embriyoların 3. 5. veya 7. Günde Transfer Edilmesi Ne Anlama Geliyor?
Doğal gebe kalma sürecinde önce döllenmiş bir yumurta zigot olur ve bölünmeye başlar. Tek hücre aşamasıdır. Seri bölünmelerin ardından zigot bir embriyo haline gelir. İnsan üremesinde bir kural olarak embriyo 5, 6 veya 7 gün sonra blastokist aşamasına gelir ve onu çevreleyen kabuğu kırar. O anda embriyo rahim içindedir ve tutunmaya çalışır. Başarılı hamilelik, uygun tutunma ile başlar. Eski zamanlarda, embriyoları blastokist aşamasına kadar takip etme yeteneğimiz yeterli değildi. Embriyoları 2. veya 3. güne kadar takip ediyor ve bir kaç tanesini transfer ediyorduk. Günümüzde ise kültür teknikleri ve temiz oda teknolojisindeki ilerlemeler göz önüne alındığında, üst düzey merkezlerin çoğu blastokist aşamasına kadar (5-7. gün) takip yapabilir. Blastokist kültürü, daha ileri bir gelişim aşamasında oldukları için embriyoları daha iyi seçmemizi sağlar. Kültürün blastokist aşamasına uzatılmasının ek bir yararı da, plasental hücrelerin (trofektoderm) biyopsisi ve analizinin yapılabilmesi, bu da en sağlıklı embriyoların transfer için seçilenler olduğunu doğrulamamıza olanak sağlamasıdır.
Birden Fazla Embriyo Transferi Yapılmasının Riskleri Nelerdir?
Transfer edilen embriyo sayısının artması gebelik şansını artıracağı gibi çoğul gebelik (ikiz, üçüz vb.) riskini de artıracaktır. Düşük (erken dönem gebelik kaybı), erken doğum, hamilelik şekeri, hamileliğe özel hipertansiyon, sezaryen gibi komplikasyonların çoğul gebeliklerde daha sık görüldüğü iyi bilinmelidir.
Embriyo Transferinden Sonra Ne Zaman Yolculuk Yapabilirim?
Transfer gününde sıkı bir yatak istirahati öneriyoruz. Ertesi gün istediğiniz yere seyahat edebilirsiniz.
Embriyo Transferinden Sonra Ne Zaman Gebelik Testi Yapılmaktadır?
Blastokist seviyesindeki bir embriyonun transferinden 11 gün sonra kandan gebelik testi yaptırmanızı rica ediyoruz. Eğer üçüncü gün embriyosu transfer edildiyse 13 gün sonra yapılmasını istiyoruz.
Yumurta/Sperm Hücreleri Ve Embriyolar Nerede Ve Ne Kadar Süre İle Saklanıyorlar?
Gametler (sperm ve yumurtalar) ve embriyolar androloji ve embriyoloji laboratuvarlarında saklanır. Sıvı nitrojen içinde depolanırlar. Gametlerin ve embriyoların dondurulma süresi işlemin başarı oranını etkilemez. Ülkemizde 5 (beş) yıllık depolama iznimiz bulunmaktadır. Bu süre bittiğinde Sağlık Bakanlığı'ndan izin alıp süreci 8 (sekiz) yıla kadar uzatabiliyoruz.
Pre-İmplantasyon Genetik Tanı (PGT) Ne Anlama Gelmektedir?

İnsanlarda 1'den 22'ye kadar numaralandırılmış 22 farklı kromozom türü ve ayrıca X ve Y cinsiyet kromozomları vardır. İnsan hücreleri toplam 46 kromozom içerir: 22 çift sayısal ve 1 çift cinsiyet, dişi için XX ve erkek bireyler için XY. Pre- implantasyon genetik tanı testi (PGT), IVF embriyolarının hastanın rahmine transfer edilmeden önce genetik hastalıklarının incelenmesini temsil eder. Herhangi bir dişi yumurta veya herhangi bir erkek sperm, eşlerin normal kromozom analizlerinden bağımsız olarak anormal kromozom sayıları veya dizileri taşıyabilir. Kromozom anormalliğinin dünyadaki en popüler örneği, 21. kromozomun iki yerine üç kopyasının bulunmasından kaynaklanan ve trizomi 21 olarak da bilinen Down Sendromu'dur.

Tüp bebek tedavisinde sadece görünümlerine göre en iyi spermleri seçebiliriz. Fakat dış görünüş genetik olarak da sağlıklı oldukları anlamına gelmemektedir. Benzer şekilde genetik olarak anormal olan embriyolar, mikroskopik değerlendirmede mükemmel kalite puanlarına sahip olabilirler ve dış görüntüleri itibariyle genetik olarak normal olan embriyolardan ayırt edilemezler.
Pre-İmplantasyon Genetik Tanı (PGT) Yapılmasının Yararları Nelerdir?
PGT, embriyoda 24 kromozomun fazla veya eksik kopyalarının veya büyük kromozom dengesizliklerinin tespit edilmesini sağlayan teknolojidir. PGT olmadan, bu bilgilere ulaşmamız mümkün değildir ve embriyodaki bu anormallikler çoğu zaman transfer başarısızlığı, hamile kalıp erken dönemde düşük yapılması, bebeğin kalp atışının durması ya da ilerleyen gebelik haftalarında bebekte tespit edilen bozukluklar nedeniyle gebeliğin sonlandırılmasına yol açmaktadır. PGT sayesinde herhangi bir kromozom anomalisi taşıyan embriyolar transfer edilmeyecektir. Bu sayede düşük riski azaltılacak, implantasyon oranı ve sağlıklı bir bebek sahibi olma olasılığı artacaktır.
Pre-İmplantasyon Genetik Tanı (PGT) En Sık Hangi Hasta Gruplarında Tercih Edilmektedir?
Bu testi sıklıkla yumurta kalitesinin hızla düşmeye başladığı ileri kadın yaş grubunda (>37 yaş) öneriyoruz.

Bunun dışında tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları, tekrarlayan erken gebelik kayıpları, kromozom testlerinde problem olan çiftlerde PGT işlemini uyguluyoruz.

Pre-İmplantasyon Genetik Tanı (PGT) %100 Güvenilir Bir Test Midir?

Hayır. Bazı riskler ve sınırlamalar vardır. Bunlar aşağıdaki gibidir:

  • Embriyo biyopsisinde risk: Biyopsi sırasında embriyonun zarar görmesi ve gelişiminin durması veya transfere uygun olmaması mümkündür. Ancak, yetenekli embriyologlar tarafından ele alındığında embriyoya zarar verme riski çok düşüktür. Ayrıca, 1989'dan bu yana embriyo biyopsisini takip eden transferlerin sonucu olarak doğan binlerce çocuk, biyopsi sürecinin embriyolar üzerinde önemli bir yan etkisinin olmadığının geçerli bir kanıtıdır.
  • Problemleri tespit etmedeki yetersizlik: Günümüzde uygulanan PGT prosedürleri, 10Mb'den (Megabaz) daha küçük kromozom segmentlerindeki kazanç veya kayıpları tespit etmemize olanak vermemektedir.  
  • Teşhiste hata: Tekniğin %1 ila %2 hata olasılığı vardır. Yanlış pozitif veya yanlış negatif olabilir. Yanlış pozitif bir sonuç, normal embriyoların anormal olarak teşhis edildiği anlamına gelir. Tersine, yanlış bir negatif sonuç, anormal embriyoların normal olarak teşhis edildiği anlamına gelir.  
Pre-İmplantasyon Genetik Tanı (PGT) İçin Hangi Tekniği Kullanıyorsunuz?
Embriyoların genetik yapısını değerlendirmek için en son teknoloji olan Yeni Nesil Dizileme (NGS) sürümünü kullanıyoruz.

Adres

Hakkı Yeten Cad. Terrace Fulya No:11/2 Multimed Teşvikiye Şişli / İstanbul

Telefon

+90 (553) 983 24 66

E-posta

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Sosyal Medya

Dr. Niyazi Emre Turgut © 2022.
Tüm Hakları Saklıdır.